Japon Balığı (Carassius auratus) dünyanın en popüler evcil hayvanıdır. Aynı zamanda dünyanın en çok suiistimal edilen evcil hayvanıdır çünkü son derece dayanıklıdır ve birçok başka türün dayanamayacağı şartlara dayanabilmektedir.
Bu balıklar genelde uygun olmayan kaplarda balıklar için uygun olmayan su şartları altında bakılır. Japon balıkları bu koşullar altında bile uzun süre dayandığından sahibi balığın mutlu ve sağlıklı olduğunu düşünür. Fakat durum sadece balığın ölmesinin uzun zaman almasıdır.
Japon balığı bakıcıları balık bakımıyla ilgili temel bilgileri bilmek zorundadır. Balıkların bakılacağı suyun temiz ve iyi havalandırılmış olmasının ve balığa düz yüzebileceği bir alan sağlanmasının gerektiğini bilmelidirler. Bu sayede balık sadece daha uzun yaşamayacak aynı zamanda daha sağlıklı olacak ve izlemesi daha büyük keyif verecektir.
Ülkemizde Japon balığı olarak adlandırılan Carassius Auratus’lar aslen Çin’in güneyinde hafif akıntılı sularda bulunan Carassius cinsi bir havuz balığının (Crucian carp) evcilleştirilmesinden elde edilmiştir. Balığın nasıl evcilleştirildiği bilinmemektedir, bu yüzden Çin sanat ve edebiyatından elde edilen bilgiler ışığında tahminler yürütülmektedir. Elde edilen bilgiler ışığında Japon balıklarının yine evcilleştirilen köpekler, kediler hatta fareler gibi modern evcil hayvanlar olduğu söylenebilir.
Çin sanatlarında bu balığın birçok örneği resmedilmiştir. Fakat süsleme tarzındaki birçok resimde balıkların türünü ayırt etmek güçtür. Renkli balıkların görüldüğü ilk vazolar MS 200 yılına kadar uzanmaktadır. Fakat otoritelerin birçoğu Japon balığının daha sonra, MS 800’lü yıllardan sonra geliştiği konusunda hemfikirdir. Üretim teknikleri sayesinde Sung Hanedanı zamanında (MS 960 - 1379) birçok renk türü ortaya çıkmıştır. Japonya’ya ilk Japon Balıkları da bu zamanlarda ithal edilmiştir. Balıklardaki ilk renk mutasyonlarının da gıda amaçlı üretilen balıklarda ortaya çıkmış olması mümkündür. Renklerdeki bu değişim üreticileri yeni renkler elde etme konusunda cesaretlendirmiş olabilir. Renk değişimleri türler içerisinde ortaya çıktıkça üreticiler daha farklı renk ve türler ortaya çıkarmak için daha fazla çaba göstermiştir. Yüzgeç ve gözlerdeki renk değişimleri ortaya çıktığında farklı türler yaratma daha da ilgi çekici hale gelmiştir.
Japon balığı üzerinde yapılan temel değişikliklerinse Ming Hanedanının son dönemlerinde gerçekleştirildiğine inanılmaktadır. Yeni geliştirilen türler 1650 yıllardan sonra Çin’den Japonya’ya getirilmiştir. Bu dönemde Japon Balığı birçok uzak doğu ülkesinde yaygınlaşmıştır. Avrupalıların Uzak Doğu ile yakın ticari ilişkiler kurmaya başlaması sayesinde Japon Balığı Avrupa’ya taşınmıştır.
İlk olarak 1700’lü yıllarda Avrupa’da görülen Japon Balıkları bir sonraki yüzyılda Amerika ve Avustralya’da ortaya çıkmıştır. Balığın ortaya çıktığı ilk yıllarda havuzda bakılmışlardır. Japon balığının evlerde akvaryumlarda bakılmaya başlanması 1800’lü yılların sonuna kadar popülerlik kazanmamıştır.